Sinop Kalesi

0
76

Bu Sinop Kalesi, Samsun şehrinin batı tarafındadır. Sinop ile Samsun’un arası dört merhale yerdir.

Kalesi yüksek bir tepe üzerinde, üç kat şeddâdî rıhtım Rum Kayseri oğlu Sinopa adlı kralın yapısıdır. Ama gayet sağlam ve dayanıklı taş kaledir. Fırdolayı büyüklüğü adımdır. Tamamı kule ve 6600 bedendir.

adet kapısı vardır. Evvelâ Kum kapısı, Meydan kapısı, Tersane kapısı, Yenicekapı ve Tabahane kapısı ve îçhisarın Lonca kapısı yüksekçedir. Uğrunkapı ve aşağı kalede Deniz kapısı. Bu sayılan kapıların tamamı ikişer kanatlı demir kapılardır ki her biri birer Kahkaha Kalesi kapısıdır.

Bu kale bir düz yerde yapıldığından iki yanını deniz döver. Bu kalenin şekli dörtgenden uzunlamasma yapılmıştır. Ama Boztepe dağından bakarsan gemi alboratası kesiminde üç kat bir çeşit sağlam kaledir.

Kale muhafızı (dizdarı) kalenin top menzilinden uzak giderse şehirlilerin ellerinde olan fermanları gereğince kale muhafızını öldürmekle görevlidirler. O korkudan dolayı zavallı kale muhafızı bir top menzilinden uzak yere gidemez. Tamamı 600 silâhlı, cesur ve yiğit neferatları vardır.

Sultan Ahmed Han

Tarihinde Sultan Ahmed Han asrında bu kaleyi Kazaklar ansızın karanlık bir gecede basıp merdivenler ile çıkarak işgal etmişlerdi. Veziriazam Nasıf Paşa bu Sinop Kalesini küffârın aldığım Ahmed Han’a bildirmeyip gizlediği için kati olundu.

Daha sonra bu kaleyi küffardan kurtararak 50 kul daha aşağı kaleye koyup 1000 kantar siyah barut, küçük ve büyük 1000 parça top koydular ve bütün cebehanesini, çeşit çeşit silâhlar ile donattılar istanbul private guided tours.

O zamandan beri her gece ikişer yüz adam bölükbaşıları ve çavuşlarıyla tâ sabaha kadar gözcülük, bekçilik ve koruyuculuk edip davul ve borudan sonra nöbetçiler bağırırlar. Beyt:

Kal’a-i tende çalar nevbetini nâlelerin Çağırır burc-ı bedenden “Gönül Allah yekdir!”

Her gece böyle deyip nöbet beklerler. Cenge hazır pür silâh bir kaledir. Nice geceler yeri cehennem olası küffar gelip kuşatırlar, ancak nice bini kılıcın dişlerinden geçip bozulmuş ve hüsrana uğramış olarak geri giderler. Tanrı’ya hamd olsun Sultan IV. Murad Han zamanından beri gelmediler.

Bu derece dayanıklı olan sağlam kalenin içinde ve dışında 24 mahallesi vardır. Kefere mahallesi tamamen deniz kıyısında kurulu olup 1100 adet haraç verici keferelerdir. Ancak 100 kefere kalenin tamiri ve bakımı için muaflardır.

Tamamı 1060 adet kat kat eski tarz kârgir yapı, tarihi evlerdir, genellikle örtülüdür. Bütün haneleri batı tarafına, denize bakmaktadır.

Bu şehifde ibadethane vardır. Bunlardan en eski mabet kalede SultaıJ Alâeddin Camii kurşun kubbeli ve bir minareli camidir. Uzunluğu tam 100 adımdır. Güzel bir avlusu vardır ki benzeri bir diyarda yoktur. kapısı vardır, mihrabı ve mü’ezzin mahfili sanatlıdır. Ama;

Sinop camiinin minberinin özellikleri: Öyle bir san’atlı, ibret verici mermerdir ki övülmesinde gökteki melekler bile âcizlerdir. Ancak gücümüzün yettiği kadar bu kusurlarla dolu hakir, deryada katre ve güneşte zerre kadar anlatalım Camiye mezgit derler.

Evvelâ eskinin yetişkin ustaları bu minberi alü parça ham mermerden inşa edip her parçasım birbirine öyle kaynaştırmış ki ne kadar görüş kuvvetine sahip olan bin hünerli kimseler aşırı dikkatle bu mermere baksalar bile her parça taşın birbirine kaynaştığı yerini fark edemezler. Sanki tek parça güzel bir minberdir. Cenâb-ı Hak yezyüzünde ne kadar otlar, yapraklar ve çiçekler yaratmışsa, mermer yontucusu usta işlemedeki el ustalığım gösterip bu mermerde icra etmiştir ki İslâm ülkelerinde bir minber buna denk değildir. Meğer Bursa’da Ulu Cami minberi ola. Ama bu minberin tarzı ve üslubu yeryüzünde yoktur.

Rumîler

Bu minber, üç kat biri biri altında islimi ve rumîler, dal kırma, zülf-i nigâr, çin nilüferi ve nesrin gülleri işlemeleri ile süslenmiştir.

Sözün kısası karalar ve denizler gezginleri ve bin hünerli güçlü ustalar bu ibret verici minberi parmaklarını ağızlarına götürüp;

“Bu insanın yapabileceği bir şey değildir. Ancak büyük bir evliyânm kerâmet göstermesidir” derler. Tâ bu derece olağanüstü, benzersiz bir minberdir. Bu güzel cami kale varoşunda olduğundan kalabalık cemaate sahip, dua kabul olunan eski bir ibadet yeridir.

Süleymaniye camii: İç hisarda bir minareli ve kiremitli camidir.

Yeni Cami, Meydan kapısındadır.

Ayasofya Camii, bu da eski bir ibadethane, kiremitli camidir.

Kefeli Camii Meydan kapısından dışarıdadır.

Mehmed Ağa Camii kale yazısmdadır. Bu da kiremitlidir ve düzgün bir minaresi var. Bu camilerin hepsi kalabalık cemaate sahiptirler.

 Demirlioğlu Mescidi

Mescitlerin anlatılması: Evvelâ Kapan Mescidi, Arasta Mescidi, Şeyh Mescidi, Demirlioğlu Mescidi, Tabahane Mescidi, Kadı

Mescidi, Arslan Bey me’scidi, Yenimahalle Mescidi, Meydan kapısı Mescidi, Saray Mescidi, Kubad Efendi Mescidi, Tay Boğa Mescidi, Şeker Ana Mescidi, îskele Mescidi, Boztepe’de Maksud Efendi Mescidi ve yalıda Mustafa Efendi Mescidi. Bildiğimiz cami ve mescitler bunlardır.

Hamamların anlatılması: Evvelâ Yukarı Pazar’da Çifte hamam ve Aşağı hamam tektendir. Yalı Hamamı da tektendir. Bunlardan başka bildiğimiz hamamlar yoktur. Suyu, havası ve yapısı gayet tatlı, güzel ve rağbet edilen gönül açıcı hamamlardır.

Tamamı tüccar hanlarıdır. Evvela Sultan Alâeddin Medresesi ve tamamı 60 ebced okuyan çocuk mektepleri vardır.

Bu şehri dolaşıp seyrettiğimiz sırada kadın ve erkekten, kız çocuğu ve erkek çocuklarından “iki bin hâfıze ve Kelâmullah hâfızı vardır” diye vilâyetin ileri gelenleri övünürler.

Bir imareti, bir dârülhadisi ve üç dârülkurrâsı var. Tamamı 1080 donanımlı dükkânları vardır. Bütün değerli eşyalar mevcuttur.

Yiyecek ve içeceklerinin beğenilenleri; has ve beyaz ekmeği,

Limanı kapılı limandır, gayet geniştir. Sekiz rüzgârdan emin, iyi demir tutar yataktır. Karadeniz’de bundan tatlı liman meğer Balıklava Limanı ola, ama bunun rahat suları vardır.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz